Ben Geldim: Yine, Yeniden!
Herkese merhaba. On yılı aşkın süre önce başlamış olduğum blog yazarlığı ile bu camiaya bir giriş yapmış, küçük bile olsa biraz iz bırakabilmiştim. Hep içimde ukde kalmıştı. Yeniden kendi blogumu açarak tekrar yayınlarıma başlamak, başımdan geçenleri, günlük yaşantımı paylaşacağım. İçerisinde bulunduğum durumlardaki çıkarımlarımı da özellikle belirteceğim. Süreçler hakkında neler yaptığım ve sonucunun nasıl olduğu hakkındaki paylaşımlar başkaları için önem arz eder.
Blog Maceram Nasıl Başladı?
O dönem dört artı dört sistemi olmadığı için ilk sekiz yıl aynı okulda devam edilebiliyordu. Evet, ilkokul döneminden bahsediyorum. Doksanlıların gözlerinin nemlendiğini, anılarını hatırladığı o çılgın ve haşin dönemler. Okuldan eve gelince akşam ezanına kadar mahallelerinde oyunların güvenle oynanabildiği, sırılsıklam olana kadar terlendiği o dönem. Mahallede top koşturmanın yanı sıra evimizde bilgisayarın olmaması, merakın artmasına sebep oluyordu. İnternet kafelere giderek harçlığımız kadar bir bilgisayar kullanıyor, interneti oyun dünyası dışında keşfetmeye çalışıyorduk. Arkadaş çevremin merak edip girdiği blog ortamlarını duyuyor ve denemek istiyordum.
Öncelikle daha küçük olduğum, harçlığımın sadece internet kafe için yeterli olması sebebiyle ücretsiz platformları keşfetmeye başlamıştım. İlk karşıma çıkan bedava sitem sitesinden bir blog oluşturarak başladığım süreci blogger.com ile taçlandırarak bir süre burada dinlendim. Blogger’da oluşturduğum blog benim için adeta mühendislik harikasıydı. Günümüze kıyasla Facebook kullanımı oldukça fazlaydı. Ortak amaçlar için bir araya gelen insanlar aynı şekilde blog dünyası için de bir araya gelmişti. Bu sayede bu gruplar içerisine katılmaya karar verdim. Bu insanlar her geçen gün kalabalıklaşıyor, insanlar sürekli yayınlar yapıyorlardı.
Bende kendi blogumu gördüğüm bloglar ile kıyaslıyor, geri kaldığını düşündüğüm içerikleri araştırıyor ve yeni bir şeyler katıyordum. Burada gerçekten güzel bir insanla, Yalçın (yalcinguler.net) abi ile tanıştım. Bu çalışmalarımın, azmimin bana kazandırdığı en güzel şey bu dostluk olmuştur. Burada bir dipnot vermek gerekir ise yalcinguler.net yıllardan bu yana güzel içerikleri, duruşu ile insanların takip ettiği bir blog haline geldi. Sizde ziyaret edebilirsiniz.
Bu dönemde çevremde WordPress oldukça yaygınlaşıyordu. Çevremde bulunan insanlar, arkadaşlarım bu açık kaynak yazılımı kullanmaya başlıyordu. Arkadaşlarımdan bu konuda “Hadi artık sende WordPress’e geç” şeklinde sitemler bile almaya başlamıştım. Benim için alışılmış her şeydir diyebilirim. Alıştığım düzeni bozmak çok bir anlam ifade etmiyor. Bir de bilgi olarak eksikliğin korkusunu çekiyordum. Hiçbir bilgi yok ve bu sebeple insanın gözü korkuyor açıkçası. Ben mevcut düzenim ile bir süre daha devam etmeyi tercih ettim.
Blogum İçin İlk Alan Adı Satın Almamız Nasıldı?
O dönem harçlıklar az ama fiyatlar bu kadar yüksek değildi. Tescil firmalarını da bilmediğim için o dönem çevremdeki arkadaşlarımdan birisine biriktirebildiğim harçlıklarımdan biraz vererek bir alan adı almasını benim için istemiştim. Verdiğim tutar bir alan adı almak için yeterli değilmiş. Kendisi de bana jest yapmak için üzerine ekleyerek bir .net uzantılı alan adı satın aldık. Aldığımız bu alan adını Blogger ile oluşturduğumuz yeni bir blog için kurduk. Canavar gibi olmuştu. Ayağım yere değmiyor diyebilirim. O kadar heveslenmiştim ki! Artık .blogspot.com uzantısı yok ve daha havalısın.
Burada yayınlara bir süre daha devam ettim. Yeni tasarımlar, yeni Html kodları, yeni içerikler… Artık kodlar ile kısmen oynamaya başlamış, ihtiyaçlarıma kendi çözümlerimi biraz biraz üretebiliyordum. Hoşuma gitmeyen kısımların kodlarını araştırıyor, yerine yenilerini ekliyordum. “Sitenin altını mı beğenmedin? Değiştir baba.” mantığı ile site modifiyelerine başlamıştık. O temadan onu, bu temadan bunu derken ideale ulaştım.
Devamı parmaktan sonra. Hoşça kalın. 🙂
Yorum gönder